|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
üst üste üç sıra kürekli kadırga |
trireme i.
|
|
2 |
Genel |
üst üste üç kanatlı uçak |
triplane i.
|
|
3 |
Genel |
üst üste olma |
succession i.
|
|
|
4 |
Genel |
üst üste koyma |
laminating i.
|
|
5 |
Genel |
dizi (üst üste dizilmiş şeylerde) |
tier i.
|
|
6 |
Genel |
üst üste bindirme |
superpozition i.
|
|
7 |
Genel |
yığın (üst üste konulmuş şeylerin oluşturduğu) |
stack i.
|
|
8 |
Genel |
üst üste binme |
overlapping i.
|
|
9 |
Genel |
iki nokta üst üste |
colon i.
|
|
10 |
Genel |
üst üste koyma |
imbrication i.
|
|
11 |
Genel |
üst üste koyma |
superposition i.
|
|
12 |
Genel |
iki sene üst üste |
two consecutive years i.
|
|
13 |
Genel |
üst üste elde edilen üç başarı |
hat-trick i.
|
|
14 |
Genel |
iki yıl üst üste ekilen bir arazi |
hook i.
|
|
15 |
Genel |
üst üste binme |
riding i.
|
|
16 |
Genel |
(üst üste) yankılanan gürültülü ses |
clangoring i.
|
|
17 |
Genel |
üst üste binen miktar |
overlap i.
|
|
18 |
Genel |
üst üste binen uzunluk |
overlap i.
|
|
19 |
Genel |
alt alta üst üste dövüşme |
infighting i.
|
|
20 |
Genel |
üst üste denk gelme |
conspiracy i.
|
|
21 |
Genel |
üst üste yapılan ürün tanıtımı |
flogging i.
|
|
22 |
Genel |
üst üste binmiş görüntü |
phantasmagoria i.
|
|
23 |
Genel |
üst üste binmiş görüntü |
phantasmagory i.
|
|
|
24 |
Genel |
hayvanın üst üste ötmesi |
prating i.
|
|
25 |
Genel |
üst üste devam eden rüya |
serial dream i.
|
|
26 |
Genel |
üst üste içilen alkollü içecek serisi |
shots i.
|
|
27 |
Genel |
dört meydan dansçısının kollarını üst üste bindirerek gerçekleştirdiği küçük çember |
four-leaf clover i.
|
|
28 |
Genel |
üst üste dizilmiş şeri fıçıları |
solera i.
|
|
29 |
Genel |
üst üste istiflenmiş kontrplakların arasına yerleştirilen ahşap çubuk |
crosser i.
|
|
30 |
Genel |
üst üste istiflenmiş kontrplakların arasına yerleştirilen ahşap çubuk |
sticker i.
|
|
31 |
Genel |
üst üste bindirme |
superfetation i.
|
|
32 |
Genel |
üst üste koyma |
superfetation i.
|
|
33 |
Genel |
üst üste binmek (kemik) |
override f.
|
|
34 |
Genel |
üst üste yapmak |
superpose f.
|
|
35 |
Genel |
üst üste bindirmek |
overlap f.
|
|
36 |
Genel |
üst üste gelmek |
overlap f.
|
|
37 |
Genel |
üst üste gelmek |
lap f.
|
|
38 |
Genel |
üst üste binmek |
ride f.
|
|
39 |
Genel |
üst üste atmak |
cross f.
|
|
40 |
Genel |
üst üste getirmek |
superimpose f.
|
|
41 |
Genel |
üst üste yapmak |
superimpose f.
|
|
42 |
Genel |
üst üste koymak |
superpose f.
|
|
43 |
Genel |
üst üste binmek |
overlap f.
|
|
44 |
Genel |
üst üste bindirmek |
imbricate f.
|
|
45 |
Genel |
üst üste gelmek |
conspire f.
|
|
46 |
Genel |
üst üste binmek |
lap over f.
|
|
47 |
Genel |
üst üste bindirmek |
lap f.
|
|
48 |
Genel |
(üst üste) bindirmek |
overlap f.
|
|
49 |
Genel |
üst üste koymak |
superimpose f.
|
|
50 |
Genel |
üst üste koymak |
add up f.
|
|
51 |
Genel |
üst üste olmak |
be stacked up on top of each other f.
|
|
52 |
Genel |
üst üste yığıp lastik bantlarla sarmak |
stack them up and wrap rubber bands around them f.
|
|
53 |
Genel |
üç sene üst üste şampiyon olmak |
be champion three years in a row f.
|
|
54 |
Genel |
üç sene üst üste şampiyon olmak |
be champion three consecutive years f.
|
|
55 |
Genel |
üst üste koymak |
put on top of each other f.
|
|
56 |
Genel |
üst üste dizmek |
tier f.
|
|
57 |
Genel |
üst üste bindirmeden belirli bir açı ile birleştirmek |
miter f.
|
|
58 |
Genel |
(üst üste dizerek) açmak |
run f.
|
|
59 |
Genel |
(kitap yaprağı) üst üste istiflemek |
run f.
|
|
60 |
Genel |
(çiftleşme sırasında) üst üste binmek |
rut f.
|
|
61 |
Genel |
(çatı kiremiti, yara dokusu) üst üste bindirmek |
imbricate f.
|
|
62 |
Genel |
üst üste binmek |
imbricate f.
|
|
63 |
Genel |
üst üste binmek |
interlap f.
|
|
|
64 |
Genel |
üst üste gelmek |
interlap f.
|
|
65 |
Genel |
üst üste binmek |
dogpile f.
|
|
66 |
Genel |
üst üste iki kez boyamak |
double-dye f.
|
|
67 |
Genel |
(keçe şapka gövdelerini) boyutlandırma sırasında üst üste katlamak |
croze f.
|
|
68 |
Genel |
üst üste vurarak yapmak |
peck f.
|
|
69 |
Genel |
üst üste vurmak |
peck f.
|
|
70 |
Genel |
(darbe) üst üste geçirmek |
peck f.
|
|
71 |
Genel |
üst üste darbelerle düşürmek |
pelt f.
|
|
72 |
Genel |
üst üste darbe alarak düşmek |
pelt f.
|
|
73 |
Genel |
üst üste darbelerle düşürmek |
pelter f.
|
|
74 |
Genel |
üst üste darbe alarak düşmek |
pelter f.
|
|
75 |
Genel |
(posta pulunu) üst üste binen şerit ve parçalarla yeniden yapılandırmak |
plate f.
|
|
76 |
Genel |
üst üste dürtmek |
potter [dialect] f.
|
|
77 |
Genel |
üst üste darbelerle ortaya çıkarmak |
pound f.
|
|
78 |
Genel |
(üst üste) reklamını yapmak |
flog f.
|
|
79 |
Genel |
kalem ile üst üste vurarak aşındırmak |
scratch f.
|
|
80 |
Genel |
üst üste binecek şekilde sermek |
shingle f.
|
|
81 |
Genel |
işletmeleri kontrol için gereken yatırımı azaltmak amacıyla holding şirketlerini üst üste dizmek |
pyramid f.
|
|
82 |
Genel |
üst üste arma yerleştirmek |
supercharge f.
|
|
83 |
Genel |
armaları üst üste koymak |
supercharge f.
|
|
84 |
Genel |
üst üste koymak |
superposition f.
|
|
85 |
Genel |
üst üste olan |
successive s.
|
|
86 |
Genel |
rüzgardan koruyucu şekilde üst üste bindirilmiş |
wind lapped s.
|
|
87 |
Genel |
üst üste binmiş |
lapped s.
|
|
88 |
Genel |
üst üste binmiş |
stratified s.
|
|
89 |
Genel |
üst üste binen |
imbricative s.
|
|
90 |
Genel |
alt alta üst üste |
rough-and-tumble s.
|
|
91 |
Genel |
üst üste konmuş |
imbricated s.
|
|
92 |
Genel |
üst üste gelmeyen |
nonoverlapping s.
|
|
93 |
Genel |
üst üste gelmeyen |
non-overlapping s.
|
|
94 |
Genel |
üst üste dizilmiş |
laid up s.
|
|
95 |
Genel |
üst üste gelen parçalardan oluşan |
tegulated s.
|
|
96 |
Genel |
üst üste denk gelerek |
together s.
|
|
97 |
Genel |
üst üste gelmiş |
equitant s.
|
|
98 |
Genel |
üst üste binen |
wrapround s.
|
|
99 |
Genel |
dağ gibi üst üste yığılmış |
mountained s.
|
|
100 |
Genel |
(kalas) uçları üst üste binmeden birleşen |
butt and butt s.
|
|
101 |
Genel |
üst üste bindirilmiş |
runic s.
|
|
102 |
Genel |
üst üste binmiş görüntüye ait veya ilgili |
phantasmagorial s.
|
|
103 |
Genel |
üst üste binmiş görüntüye benzer |
phantasmagorial s.
|
|
104 |
Genel |
üst üste binmiş görüntüye ait veya ilgili |
phantasmagorian s.
|
|
105 |
Genel |
üst üste binmiş görüntüye benzer |
phantasmagorian s.
|
|
106 |
Genel |
üst üste binmiş görüntü ile öne çıkan |
phantasmagorical s.
|
|
107 |
Genel |
üst üste gelecek şekilde döşenmiş kiremitlerle kaplı |
scaled s.
|
|
108 |
Genel |
(üst üste dizildiğinde) birebir örtüşen |
superimposable s.
|
|
109 |
Genel |
(üst üste dizildiğinde) birbirini tamamlayan |
superimposable s.
|
|
110 |
Genel |
(üst üste dizildiğinde) aynı görünen |
superimposable s.
|
|
111 |
Genel |
üst üste dizilebilir |
superposable s.
|
|
112 |
Genel |
üst üste her gün |
day after day zf.
|
|
113 |
Genel |
üst üste haftalarca |
for weeks at a time zf.
|
|
114 |
Genel |
üst üste üç sene |
for three years in succession zf.
|
|
115 |
Genel |
üst üste her gece |
night after night zf.
|
|
116 |
Genel |
iki yıl üst üste |
two consecutive years zf.
|
|
117 |
Genel |
iki sene üst üste |
two years in a row zf.
|
|
118 |
Genel |
iki yıl üst üste |
two years in a row zf.
|
|
119 |
Genel |
dört yıl üst üste |
four consecutive years zf.
|
|
120 |
Genel |
dört yıl üst üste |
four years in a row zf.
|
|
121 |
Genel |
üst üste öterek |
pratingly zf.
|
|
Phrasals |
|
122 |
Öbek Fiiller |
üst üste gelmek |
fit snugly into f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
üst üste yığmak |
cram together f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
üst üste iki kez yapmak |
double up f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
üst üste atlamak |
pile on f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
üst üste yığmak |
pile on f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
üst üste atlamak |
pile onto f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
üst üste yığmak |
pile onto f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
'-e üst üste/arka arkaya vurmak |
pound on f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
üst üste yerleştirmek |
jam together f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
yan yana/üst üste tıkmak |
jam together f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
birilerini/bir şeyleri üst üste/yan yana yığmak |
jam someone or something together f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri üst üste yerleştirmek |
jam something together f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
bir şeyleri yan yana/üst üste tıkmak |
jam something together f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
birine/bir şeye üst üste vurmak |
hammer on someone or something f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
üst üste ekleyip hesaplamak |
cost out f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
üst üste ekleyip hesaplamak |
cost up f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle) üst üste gelmek |
flush with (something) f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
üst üste yığmak |
mound up f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) üst üste doluşmak |
pile into (something) f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) üst üste doluşturmak |
pile into (something) f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
yazıları üst üste yazmak/getirmek |
type over (something) f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
üst üste uygulamak |
feed in f.
|
|
Phrases |
|
144 |
İfadeler |
aksilikler hep üst üste gelir |
when it rains it pours expr.
|
|
145 |
İfadeler |
aksilikler üst üste gelir |
trouble never comes alone expr.
|
|
146 |
İfadeler |
aksilikler üst üste gelir |
troubles never come alone expr.
|
|
147 |
İfadeler |
sorunlar üst üste gelir |
trouble never comes alone expr.
|
|
148 |
İfadeler |
sorunlar üst üste gelir |
troubles never come alone expr.
|
|
Proverb |
|
149 |
Atasözü |
dertler gelirse hep üst üste gelir |
it never rains but it pours
|
|
150 |
Atasözü |
üst üste/oradan oraya taşınmanın yangından farkı yok |
three moves are as bad as a fire
|
|
151 |
Atasözü |
üst üste/oradan oraya taşınmak yangın çıkmış kadar çok şeyin kaybolmasına sebebiyet verir |
three moves are as bad as a fire
|
|
152 |
Atasözü |
geldi mi üst üste gelir |
when it rains, it pours
|
|
153 |
Atasözü |
aksilikler üst üste gelir |
misfortunes never come alone
|
|
Colloquial |
|
154 |
Konuşma Dili |
üst üste üçüncü galibiyet |
threepeat [usa] i.
|
|
155 |
Konuşma Dili |
üst üste üçüncü şampiyonluk |
threepeat [usa] i.
|
|
156 |
Konuşma Dili |
üst üste üçüncü galibiyet |
three-peat [usa] i.
|
|
157 |
Konuşma Dili |
üst üste üçüncü şampiyonluk |
three-peat [usa] i.
|
|
158 |
Konuşma Dili |
üst üste iki altı ay |
double six i.
|
|
159 |
Konuşma Dili |
bowlingde üst üste dört kere tek atışta bütün labutların devrilmesi |
hambone i.
|
|
160 |
Konuşma Dili |
üst üste tüm seriyi/karşılaşmaları kazanmak |
go nap f.
|
|
161 |
Konuşma Dili |
(silahı) iki kere üst üste ateşlemek |
double tap f.
|
|
162 |
Konuşma Dili |
üç sene üst üste |
three years in a row expr.
|
|
163 |
Konuşma Dili |
üç yıl üst üste |
three years in a row expr.
|
|
164 |
Konuşma Dili |
arka arkaya/üst üste birkaç ay |
months on end expr.
|
|
165 |
Konuşma Dili |
aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir |
(it's) one damn thing after another expr.
|
|
Idioms |
|
166 |
Deyim |
üst üste konuşma |
a dialogue of the deaf i.
|
|
167 |
Deyim |
üst üste konuşma |
dialogue of the deaf i.
|
|
168 |
Deyim |
(birisini) üst üste defalarca aramak ya da mesaj gönderme |
blowing up i.
|
|
169 |
Deyim |
her şeyin üst üste gelmesi |
bad iron i.
|
|
170 |
Deyim |
üst üste gelen aksilikler |
one-two punch i.
|
|
171 |
Deyim |
üst üste üç başarı kaydetmek/kazanmak |
a hat trick i.
|
|
172 |
Deyim |
üst üste üç gol atmak |
a hat trick i.
|
|
173 |
Deyim |
üst üste üç sayı yapmak/kazanmak |
a hat trick i.
|
|
174 |
Deyim |
üst üste üç skor yapmak (seks) |
a hat trick i.
|
|
175 |
Deyim |
üst üste başarıların elde edildiği bir dönem/süreç |
a hot hand i.
|
|
176 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a run of bad luck i.
|
|
177 |
Deyim |
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem |
a streak of (good) luck i.
|
|
178 |
Deyim |
üst üste gelen talihsizlikler |
a streak of bad luck i.
|
|
179 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a streak of bad luck i.
|
|
180 |
Deyim |
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem |
a string of (good) luck i.
|
|
181 |
Deyim |
üst üste gelen talihsizlikler |
a string of bad luck i.
|
|
182 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a string of bad luck i.
|
|
183 |
Deyim |
üst üste gelen üç aksilik |
triple whammy i.
|
|
184 |
Deyim |
üst üste kazanmak |
have a hot hand f.
|
|
185 |
Deyim |
(birisini) üst üste defalarca aramak ya da mesaj göndermek |
blow up (one's) phone f.
|
|
186 |
Deyim |
(biri) için şanslı olaylar üst üste gelmek |
all (one's) christmases have come at once [uk] f.
|
|
187 |
Deyim |
(biri) için tüm güzel olaylar üst üste/arka arkaya gelmek |
all (one's) christmases have come at once [uk] f.
|
|
188 |
Deyim |
üst üste olmak |
be squashed (in) like sardines f.
|
|
189 |
Deyim |
üst üste olmak |
be packed like sardines f.
|
|
190 |
Deyim |
üst üste olmak |
be packed in like sardines f.
|
|
191 |
Deyim |
(birilerini/bir şeyleri) üst üste doluşturmak |
pack (someone or something) (in) like sardines f.
|
|
192 |
Deyim |
üst üste iş yığmak |
pile on the work f.
|
|
193 |
Deyim |
üst üste iş yığmak |
pile the work on f.
|
|
194 |
Deyim |
aksilikler hep üst üste gelir |
it never rains but pours expr.
|
|
195 |
Deyim |
aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir |
one thing leads to another expr.
|
|
196 |
Deyim |
aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir |
It's one thing after another! expr.
|
|
197 |
Deyim |
aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir |
If it's not one thing it's another! expr.
|
|
198 |
Deyim |
aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir |
It's just one thing after another! expr.
|
|
199 |
Deyim |
üst üste her gün |
day in, day out, every day without fail expr.
|
|
200 |
Deyim |
aynı işlemleri üst üste tekrarla |
lather, rinse, (and) repeat expr.
|
|
201 |
Deyim |
(biriyle/bir şeyle) üst üste |
on top of (someone or something) expr.
|
|
Speaking |
|
202 |
Konuşma |
aksilikler hep üst üste gelir |
it never rains but it pours expr.
|
|
203 |
Konuşma |
aksilikler üst üste gelir |
misfortune never comes alone expr.
|
|
Trade/Economic |
|
204 |
Ticaret/Ekonomi |
üst üste taşıma konşimentosu |
through bill of lading i.
|
|
205 |
Ticaret/Ekonomi |
üst üste sevkiyat |
through shipment i.
|
|
206 |
Ticaret/Ekonomi |
üst üste taşıma navlunu |
through rate i.
|
|
Advertising |
|
207 |
Reklam |
üst üste iki panodan oluşan ayaklı açık hava reklam panosu |
double-decker i.
|
|
Technical |
|
208 |
Teknik |
bit üst üste bindirmeli eşliği |
bit interleaved parity i.
|
|
209 |
Teknik |
üst üste gelme ilkesi |
principle of superposition i.
|
|
210 |
Teknik |
üst üste koymak |
pile i.
|
|
211 |
Teknik |
cila katmanlarındaki üst üste binmeler sonucu oluşan pürüz |
lap i.
|
|
212 |
Teknik |
levhaların uçlarını veya kenarlarını üst üste bindirerek yapılan perçinleme |
lap riveting i.
|
|
213 |
Teknik |
metal levhanın üst üste bindirilmiş kenarlarının katlanmasıyla yapılan ek yeri |
lock i.
|
|
214 |
Teknik |
metal levhanın üst üste bindirilmiş kenarlarının katlanmasıyla yapılan ek yeri |
lock seam i.
|
|
215 |
Teknik |
üst üste kaplama ile yapılan süsleme işi |
overlay i.
|
|
216 |
Teknik |
iki parçanın ek yerlerini üst üste bindirip kaynaştırarak yapılan mafsal |
scarf weld i.
|
|
217 |
Teknik |
üst üste kayıt yapmayı sağlayan bir ses kayıt işlemi |
selective synchronization i.
|
|
218 |
Teknik |
üst üste kayıt yapmayı sağlayan bir ses kayıt işlemi |
selective synchronisation i.
|
|
219 |
Teknik |
üst üste kayıt yapmayı sağlayan bir ses kayıt işlemi |
sel-sync i.
|
|
220 |
Teknik |
iki çelik levhanın kısmen üst üste bindirilmesi |
shiplap i.
|
|
221 |
Teknik |
üst üste binmiş tahtalardan oluşmuş platform |
slicker i.
|
|
222 |
Teknik |
üst üste gelen malzeme katmanlarını yapıştırarak birleştirmek |
laminate f.
|
|
223 |
Teknik |
üst üste koymak |
superimpose f.
|
|
224 |
Teknik |
üst üste koyarak uçlarını birleştirmek |
lap f.
|
|
225 |
Teknik |
(keresteyi) kısmen üst üste bindirerek işlemek |
shiplap f.
|
|
226 |
Teknik |
kısmen üst üste bindirerek yerleştirmek |
shiplap f.
|
|
227 |
Teknik |
üst üste binmeyen |
nonoverlapping s.
|
|
228 |
Teknik |
(nümizmatik) üst üste binen |
conjoined s.
|
|
229 |
Teknik |
kısmen üst üste bindirilmiş (çelik levha) |
shiplapped s.
|
|
230 |
Teknik |
çelik levhaların kısmen üst üste bindirilmesine benzer |
shiplapped s.
|
|
Computer |
|
231 |
Bilgisayar |
üst üste binen çok sayıda ileti kutusu veya pencere açan yazılım parçası |
lasagna syndrome i.
|
|
232 |
Bilgisayar |
üst üste bindirilmiş |
interlaced s.
|
|
233 |
Bilgisayar |
iki nokta üst üste |
colon expr.
|
|
234 |
Bilgisayar |
renkleri üst üste yazdır |
overprint expr.
|
|
Informatics |
|
235 |
Bilişim |
üst üste bindirme tekniği |
superposition technique i.
|
|
Mechanic |
|
236 |
Mekanik |
iki parçayı üst üste bindirerek yapılan kaynak |
lap welding i.
|
|
Radio |
|
237 |
Radyo |
üst üste yerleştirilmiş elemanlardan oluşan anten dizisi |
tier i.
|
|
238 |
Radyo |
birkaç radyo vericisinden gelen sinyallerin üst üste binerek zayıflama ve bozulmaya neden olduğu bölge |
mush area i.
|
|
Textile |
|
239 |
Tekstil |
üst üste katlı kısa etek |
ra-ra skirt i.
|
|
240 |
Tekstil |
kumaşta üst üste gelen zikzak kırmalar |
cascade i.
|
|
241 |
Tekstil |
üst üste kumaşların iki paralel dikiş çizgisiyle dikilmesinden oluşan, içine çubuk veya ip yerleştirilebilen boşluk |
casing i.
|
|
242 |
Tekstil |
renkleri karıştırmadan renklerin üst üste basılmasıyla yeni renkler elde edilmesi |
process printing i.
|
|
243 |
Tekstil |
üst üste bindirilmiş dikiş yeri |
lapped seam i.
|
|
244 |
Tekstil |
üst üste binen parça |
overlap i.
|
|
245 |
Tekstil |
kumaşın işlenmemiş kenarlarını sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle dikme |
overcasting i.
|
|
246 |
Tekstil |
kumaşın işlenmemiş kenarlarının sökülmesini önlemek için üst üste atılan uzun ilmeklerle yapılan dikiş |
overcasting i.
|
|
247 |
Tekstil |
(desenlerin üst üste bindirildiği) tartan tasarım |
overplaid i.
|
|
248 |
Tekstil |
ipliklerin üst üste atılarak burulduğu bir dokuma tekniği |
sprang i.
|
|
249 |
Tekstil |
üst üste getirilmiş kenarları boyunca dikili (eldiven) |
pique s.
|
|
250 |
Tekstil |
üst üste getirilmiş kenarları boyunca dikili (eldiven) |
piqué s.
|
|
Architecture |
|
251 |
Mimarlık |
kısmen üst üste binen bir dizi eşit çaplı dairenin dış hatlarını oluşturan simetrik biçim |
multifoil i.
|
|
252 |
Mimarlık |
kolonların üst üste bindirilmesi |
supercolumniation i.
|
|
253 |
Mimarlık |
sütunların üst üste bindirilmesi |
supercolumniation i.
|
|
254 |
Mimarlık |
sütunları üst üste bindirilmiş mimari eser |
supercolumniation i.
|
|
255 |
Mimarlık |
üst üste binmiş pul veya kiremitlere benzeyen tekrarlı bir desenle süslemek |
imbricate f.
|
|
256 |
Mimarlık |
kolonları üst üste bindirilen |
supercolumnar s.
|
|
Construction |
|
257 |
İnşaat |
gemi yapımında üst üste binen kademeli bir tür derz |
chase i.
|
|
258 |
İnşaat |
üst üste binen çatı kiremidi |
tegula i.
|
|
259 |
İnşaat |
üst üste vasistaslı pencere |
hopper window i.
|
|
260 |
İnşaat |
gemilerin levhalarını kalafatlama işini yaparken üst üste binen levhaları ayırdıktan sonra birbirine kilitlemek için kullanılan bir alet |
maker i.
|
|
261 |
İnşaat |
düz bir zemin yaratmak için pahlı keresteleri üst üste dizme |
syphering i.
|
|
262 |
İnşaat |
(yağmur suyunu dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek |
weatherboard f.
|
|
263 |
İnşaat |
(yağmur suyunu, karı dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek |
weather-board f.
|
|
264 |
İnşaat |
(düz bir zemin yaratmak için pahlı keresteleri) üst üste dizmek |
sypher f.
|
|
Aeronautic |
|
265 |
Havacılık |
üst üste binmiş bekleme alanı |
superimposed stand i.
|
|
266 |
Havacılık |
(manevrayı) üst üste tekrar etmek |
shoot f.
|
|
Marine |
|
267 |
Denizcilik |
halatın parçalarının üst üste geldiği piyan bağı |
throat seizing i.
|
|
268 |
Denizcilik |
iki gemi direğinin üst üste gelen kısmı |
doubling i.
|
|
269 |
Denizcilik |
üst üste yer alıp birbirlerine dik açıyla yerleştirilmiş iki dili olan makara |
shoe block i.
|
|
270 |
Denizcilik |
gövde plakaları üst üste yerine uç uca eklenerek inşa edilmiş (gemi) |
carvelbuilt s.
|
|
271 |
Denizcilik |
gövde plakaları üst üste yerine uç uca eklenerek inşa edilmiş (gemi) |
carvel-built s.
|
|
272 |
Denizcilik |
tahtaları iki kat halinde üst üste getirilerek sabit genişlik oluşturulmuş |
top-and-butt s.
|
|
Mining |
|
273 |
Maden |
platformdan platforma atılarak yükseğe taşınan cevheri bir arada tutması için üst üste yerleştirilmiş bir dizi platform veya nişten her biri |
shamble i.
|
|
Medical |
|
274 |
Medikal |
üst üste çakışma |
overlap i.
|
|
275 |
Medikal |
yara kapama veya düzeltici ameliyatta doku katmanlarının üst üste binmesi |
imbrication i.
|
|
276 |
Medikal |
üst üste nöbet geçiren |
subintrant s.
|
|
277 |
Medikal |
üst üste krize giren |
subintrant s.
|
|
Anatomy |
|
278 |
Anatomi |
(kemik) üst üste binmek |
ride f.
|
|
Psychology |
|
279 |
Psikoloji |
üst üste bindirme yöntemi |
superimposition method i.
|
|
280 |
Psikoloji |
üst üste binme |
interposition i.
|
|
Dentistry |
|
281 |
Diş Hekimliği |
dişin karşı çenedeki karşılığı olup üst üste bindiği diş |
antagonist i.
|
|
282 |
Diş Hekimliği |
(çeneyi) diş tüberkülleri üst üste oturacak şekilde kapatmak |
occlude f.
|
|
Physiology |
|
283 |
Fizyoloji |
(özellikle üst üste) göz kırpmak |
palpebrate f.
|
|
Optics |
|
284 |
Optik |
üst üste binmiş açı kapanması |
appositional angle closure i.
|
|
Printing |
|
285 |
Baskı Teknikleri |
tarama resimlerde nokta içeren transparan katmanların üst üste bindirilmesi |
ben day process i.
|
|
286 |
Baskı Teknikleri |
farklı renkleri üst üste bindirmek |
overprint f.
|
|
Math |
|
287 |
Matematik |
bir halkada (cisimde) toplamaya göre etkisiz elemana ulaşılması için çarpmaya göre etkisiz elemanın üst üste eklenmesi gereken minimum miktar |
characteristic i.
|
|
288 |
Matematik |
üst üste 1 eklenerek üretilemeyen sayıları içeren reel sayıların uzantısına ait olan (sayı) |
hyperreal s.
|
|
Geometry |
|
289 |
Geometri |
ortak bir birim küreye üst üste binmeksizin dokunabilecek maksimum birim küre sayısı |
kissing number i.
|
|
Statistics |
|
290 |
İstatistik |
üst-üste konumlandırılmış değişke |
superposed variation i.
|
|
291 |
İstatistik |
üst-üste konumlandırılmış süreç |
superposed process i.
|
|
Physics |
|
292 |
Fizik |
farklı frekanslardaki iki dalganın üst üste binmesiyle üretilen dalga |
beat wave i.
|
|
293 |
Fizik |
farklı frekanslardaki iki dalganın üst üste binmesiyle oluşan periyodik genlik değişimi |
beating i.
|
|
Chemistry |
|
294 |
Kimya |
üst üste binen molekül dizilimi |
stacking i.
|
|
Biology |
|
295 |
Biyoloji |
ağaçların dibinde yetişen ve üst üste binen şapkaları nedeniyle tavuğu andıran yenebilir bir mantar |
hen of the woods i.
|
|
296 |
Biyoloji |
ağaçların dibinde yetişen ve üst üste binen şapkaları nedeniyle tavuğu andıran yenebilir bir mantar |
hen-of-the-woods i.
|
|
297 |
Biyoloji |
ağaçların dibinde yetişen ve üst üste binen şapkaları nedeniyle tavuğu andıran yenebilir bir mantar |
polyporus frondosus i.
|
|
298 |
Biyoloji |
kiremitler gibi üst üste gelen |
tegular s.
|
|
299 |
Biyoloji |
(balık pulu, ağaç dalı) üst üste binmiş |
imbricate s.
|
|
300 |
Biyoloji |
(özellikle tomurcuk yaprakları) kenarlarından üst üste binen |
imbricate s.
|
|
301 |
Biyoloji |
(alt çene) üst üste binen |
included s.
|
|
Marine Biology |
|
302 |
Deniz Biyolojisi |
dişsiz çeneleri ve üst üste binen pürüzsüz pulları olan, sazangiller familyasına mensup balıklara verilen ad |
minow i.
|
|
Botanic |
|
303 |
Botanik |
tohumları çatıdaki kiremitler gibi üst üste olan bir bitki cinsi |
tileseed i.
|
|
304 |
Botanik |
şili ve arjantin'e özgü üst üste binen sivri uçlu yapraklara sahip iğne yapraklı ve herdem yeşil bir ağaç |
monkey-puzzle (araucaria araucana) i.
|
|
305 |
Botanik |
taç yaprakları üst üste binmeyen |
valvate s.
|
|
306 |
Botanik |
uçları üst üste binerek aşağı doğru eğik olacak şekilde katmerli |
obimbricate s.
|
|
307 |
Botanik |
kenarları üst üste gelecek şekilde katlı olan (yaprak, taç yaprak) |
obvolute s.
|
|
308 |
Botanik |
üst üste binmiş |
imbricative s.
|
|
309 |
Botanik |
(yapraklar) üst üste binmiş gibi görünen |
succubous s.
|
|
310 |
Botanik |
üst üste binmiş gibi yaprakları olan |
succubous s.
|
|
311 |
Botanik |
(bitki bölümü) üst üste büyüyen |
superimposed s.
|
|
Agriculture |
|
312 |
Tarım |
(kısa ömürlü ekinler için) üst üste toprak işleme |
succession of crops i.
|
|
Forestry |
|
313 |
Ormancılık |
üst üste binmiş dallar |
overlapping branches i.
|
|
Fishery |
|
314 |
Balıkçılık |
(olta balıkçılığında) iki uçlu bir olta iğnesinde kancaları üst üste ve arka arkaya duran bir tür yem |
wormfly i.
|
|
History |
|
315 |
Tarih |
(antik roma'da) kuşatmacıların kafalarının üzerinde üst üste binen kalkanlarıyla oluşturduğu siper |
testudo i.
|
|
316 |
Tarih |
üst üste üç sıra kürekli kadırganın en üstündeki kürekçi |
thranite i.
|
|
317 |
Tarih |
15. yüzyılda kullanılmış, üst üste binmiş esnek metal tabakalardan oluşan bir omuzluk |
espauliere i.
|
|
Geography |
|
318 |
Coğrafya |
yer şekillerini izleyen üst üste binmiş hava fotoğrafı dizisi |
feature line overlap i.
|
|
Geology |
|
319 |
Jeoloji |
üst üste gelme kuralı |
law of superposition i.
|
|
320 |
Jeoloji |
üst üste gelme kuralı |
superposition i.
|
|
321 |
Jeoloji |
(kayaç kütlesi) üst üste binmek |
overthrust f.
|
|
Military |
|
322 |
Askeri |
üst üste bindirilmiş ateş |
overlapping fire i.
|
|
323 |
Askeri |
üst üste kriptolama |
superencryption i.
|
|
324 |
Askeri |
yeniden doldurulmadan üst üste ateş edebilen silaha ait açıklık |
port i.
|
|
325 |
Askeri |
üst üste şifrelemek |
superencipher f.
|
|
Hunting |
|
326 |
Silah/Atıcılık |
üst üste namlulu |
over/under barrel s.
|
|
327 |
Silah/Atıcılık |
(süperpoze tüfek) üst üste namlusu olan |
over-under s.
|
|
Sport |
|
328 |
Spor |
üst üste dizili sallanan jimnastik halkaları |
traveling rings i.
|
|
329 |
Spor |
bowlingde üst üste üç kere bütün labutları devirme |
triple i.
|
|
330 |
Spor |
üst üste üç oyundan oluşan yarışma |
triple-header i.
|
|
331 |
Spor |
üst üste üç etkinlikten oluşan yarışma |
triple-header i.
|
|
332 |
Spor |
üst üste yapılan iki karşılaşma |
double header i.
|
|
333 |
Spor |
üst üste iki galibiyet |
double i.
|
|
334 |
Spor |
üst üste iki mağlubiyet |
double i.
|
|
335 |
Spor |
(bowlingte) üst üste iki kez tüm labutları devirme |
double i.
|
|
336 |
Spor |
bowlingde üst üste üç kere bütün labutları devirmek |
triple f.
|
|
Basketball |
|
337 |
Basketbol |
üst üste 2 şut feyk yapılması |
double pump i.
|
|
Football |
|
338 |
Futbol |
üst üste yığılmış oyuncular |
dogpile i.
|
|
339 |
Futbol |
(oyuncular) üst üste yığılmak |
dogpile f.
|
|
Tennis |
|
340 |
Tenis |
her iki taraf da 40 sayı aldıktan sonra oyunu kazanmak için bir tarafın iki kez üst üste sayı almasını gerektiren beraberlik durumu |
deuce i.
|
|
Baseball |
|
341 |
Beysbol |
üst üste yapılan iki müsabakadan sonuncusu |
nightcap i.
|
|
Boxing |
|
342 |
Boks |
(boksta) üst üste yumruk darbeleriyle kulağın şeklini bozmak |
cauliflower f.
|
|
Card |
|
343 |
İskambil |
(hile yapmak için) oyun kartlarını üst üste dizmek |
stock f.
|
|
344 |
İskambil |
(pokerde) birbirinin aynısı olup aynı elde üst üste gelen (kartlar) |
back-to-back s.
|
|
Music |
|
345 |
Müzik |
üst üste kayıt |
overdubbing i.
|
|
346 |
Müzik |
üst üste kayıt |
making an overdub i.
|
|
347 |
Müzik |
enstrümantal bir kayıt ile başka bir kayıttaki vokalin dijital olarak üst üste bindirilmesi ile oluşturulan bir müzik parçası |
mash-up i.
|
|
348 |
Müzik |
üst üste kayıt yapma |
overdub i.
|
|
349 |
Müzik |
(salon dansında) ayakların hızlıca üst üste atıldığı bir dans adımı |
fish tail i.
|
|
350 |
Müzik |
iki notayı hızlı bir şekilde ve sırayla üst üste çalma |
shake i.
|
|
351 |
Müzik |
üst üste kayıt yapmak |
overdub f.
|
|
352 |
Müzik |
iki notayı sırayla üst üste çalmak |
shake f.
|
|
353 |
Müzik |
(notayı) hızlıca üst üste çalmak |
shake f.
|
|
Painting |
|
354 |
Resim |
resim sanatında özellikle minimum gölge etkisi ile üst üste uygulanan renk katmanlarının kullanılarak nesne haline getirildiği ışıkçılık hareketi |
luminism i.
|
|
Cinema |
|
355 |
Sinema |
filmleri farklı ana renklere eşzamanlı maruz bıraktıktan sonra üst üste bindirmek suretiyle renklendirme yapan firma |
technicolor® i.
|
|
Photography |
|
356 |
Fotoğrafçılık |
üç fotoğraf filminin üst üste çekilmesi |
tripack i.
|
|
357 |
Fotoğrafçılık |
üst üste çekim |
superimposition i.
|
|
358 |
Fotoğrafçılık |
fotoğrafik emülsiyonu banyo işleminden sonra birkaç negatife üst üste maruz bırakılması |
double printing i.
|
|
Printery |
|
359 |
Matbaa |
üst üste yazdırma işleminde (yüzey) farklı bir renkteki mürekkebi kabul etmek |
trap f.
|
|
360 |
Matbaa |
(klavye karakterlerini) üst üste yazmak |
overprint f.
|
|
Archaic |
|
361 |
Eski Kullanım |
dağ gibi üst üste yığılmış |
mounted s.
|
|
Ornithology |
|
362 |
Kuşbilim |
üst üste binmiş bir dizi pulla kaplı (ayak bileği) |
scutellate s.
|
|
363 |
Kuşbilim |
üst üste binmiş bir dizi pulla kaplı (ayak bileği) |
scutellated s.
|
|
364 |
Kuşbilim |
ayak bileği üst üste binmiş bir dizi pul ile kaplı olan |
scutiped s.
|
|
Entomology |
|
365 |
Böcek Bilimi |
üst üste binen (üst kanatlar) |
complicant s.
|
|
366 |
Böcek Bilimi |
(böcek kanadı) dinlenme halindeyken üst üste binen |
cruciate s.
|
|
Slang |
|
367 |
Argo |
sorunların üst üste geldiği durum |
cf (clusterfuck) i.
|
|
368 |
Argo |
sorunların üst üste geldiği durum |
charlie foxtrot i.
|
|
369 |
Argo |
üst üste dört kez kazanmak |
four-peat [us] f.
|
|
370 |
Argo |
üst üste şanssız olaylar yaşayan |
fucked by the fickle finger of fate s.
|
|
371 |
Argo |
üst üste şanssız olaylar yaşayan |
fickle (fucked by the fickle finger of fate) s.
|
|
372 |
Argo |
üst üste başarılı olan |
hot s.
|
|